25 Aralık 2017 Pazartesi

Bursalı pıtırcıklar :)



O kadar güzel iki gün geçirdim ki, anlatmazsam olmaz.

Yayınevim Onto yayıncılık Bursa'da iki imza ve söyleşi, bir sohbet programı organize etmişti. Akış; Cuma sabahı 11:00 Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi, 16:00 FKM Okulları, 17:30 BKM olarak belirlenmiş.

Güzellikler Perşembe akşamı Bursa terminalde başladı. Yayınevimizin ortaklarından Hamza Bey karşıladı beni. Önceden tanışmamıştık. Nasıl biri olduğunu merak etmedim desem yalan olur. Aaaa bi baktım tam benlik! Neşeli, konuşkan, samimi, ... Yayınevine yağcılık olsun diye yazmıyorum çok tatlı bir insanmış. 

Hamza bey Beni terminalden alıp kalacağım yere bırakacaktı fakat planı farklıymış. "Bizde yemek yiyeceğiz" dedi. Evlerine gittik. Kapıyı Sema Hanım açtı. İçeri girdikten sonra dilimin pek de alışkın olmadığı hanım'ı ikimiz karşılıklı bir kenara bıraktık. Öyle samimi adama böyle sıcak kadın yakışır. İki güzel hayat arkadaşı. 

Ben rahat bir insan olsam da bu rahatlığım kendi çevrem içindedir. Yeni ilişkilerde dikkatli olmaya çalışırım. Zira bendeki çam devirebilme potansiyeli pek kimsede yoktur. 

Bu arada sofradan hiç bahsetmesem sizin için daha iyi olur. Ih ıh ıh ıh... lezzetler... parmak yemeler... çeşitler... neler neler... çaylar... kahveler... sohbetler... Unutmadan, evde iki Pikachu bir abla vardı. Tatliş mi tatliş iki pikachunun biri 4 diğeri 7 yaşındaysa bu ne anlama gelir bilir misiniz? Zavallı anne demektir bu :)))))


Büyük Pikachu 😍


Çamlı, yıldızlı, dağlı, romantik manzaralı sıcak bir odada güzel bir Bursa uykusu çektim.

Sabah ikram edilen mükellef kahvaltının ardından güne başladık. Yayınevim sayesinde tanıştığım, bana Bursa'da eşlik edecek rehber arkadaşımla -ismi Ahmet- YBAL Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesine gittik. Ahmet Demirkol Hocam karşıladı bizi. Müdür Bey misafir etti. Hoş sohbetlerimiz oldu. Sonra çocukların hazır olduğu toplantı salonuna gittik. Bir salon dolusu güzellik bekliyordu bizi.






Sordular. Söyledim. Sordum. Söylediler. Anlattılar. Anlattım. Güldük. Kahkahalar attık. Oyunlar oynadık. İmzalar çaktık. Selfiler çektik. Beni; sarışın, kilolu, gözlüklü hayal etmişler. Demek kilolu, gözlüklü sarışınlar gibi yazıyorum. :)))  Kitabın kapağının daha canlı renklerde olmasını isterlermiş. Bazı bölümlerde yazmadığım sonuç kısımlarını çok merak etmişler. O çocuğa ne oldu? Kız geldi mi? Teyze şimdi nerede? Gibi sorular sordular. Toplantı salonunda programımız bitince, hocalarımızdan izin isteyip kantinde kaynatmaya indik. Okulda telefonları olmadığı için benim telefonumdan eklemeler, takipler falanlar filanlar becerdik. Mutlu ettiler beni. 

15:15'de rehber Ahmet bey gelip beni aldı. İstikamet FKM Okullarıydı. Fatoş öğretmen aradı o sırada. 

"Neredesiniz Zeynep hanım? 
"Şuradayız." 
"Aaaaa güzel çok yaklaşmışsınız" 
"Birazdan oradayız o zaman" 

Fatoş öğretmenle konuşmamız bittiği sırada Bursa'yı neredeyse bir baştan bir başa geçip ikinci etkinliğimizi yapacağımız okulumuza vardık. -zannettik- :))) Ahmet bey beni indirdikten sonra "program bitince ararsınız sizi alırım" dedi ve gitti. Şiddetli yağmurdan kaçmak için koşarak okul binasına girdim. Danışmadaki güler yüzlü görevliye Fatoş hanımın beni beklediğini söyledim.

"Fatoş hanım??"
"Fatoş öğretmen"
"Bizde iki tane Fatma Öğretmen var ama Fatoş?"
"O zaman ben arayayım kendisini, az evvel konuşmuştuk zaten"
"İyi olur"

Elimi çantamın içinde dolandırdım dolandırdım dolandırdım... Telefonum yoktu. Yalvarırcasına görevliye döndüm. 

"Telefonumu beni buraya bırakan arkadaşın arabasında unuttum sanırım. Arayabilir miyiz? Uzaklaşmadan alalım".
"Hemen"

Aradık. Ahmet bey iki dakika içinde telefonumu getirdi ve tekrar gitti. Hemen Fatoş hanımı aradım.

"Fatoş hanım geldim ben"
"Nasıl?"
"Geldim okuldayım"
"Nasıl olur, ben sizi okulun kapısında bekliyorum"

FKM Okulları diye Final Okullarına gittiğimiz ortaya çıktı. Kemal Sunal'dan rol çalmak bu muydu? Yağmur, yanlış okul, telefon kaybetmeler, ... 






FKM Okullarına yirmi dakika gecikmeyle varabildim. Bir salon dolusu güzellik de burada bekliyordu beni. Onlar da pırıl pırıldı. Bugün Yalan Söylemek Güzeldi ellerindeydi. Okumuşlar. Merak ettikleri yerleri sordular. Kızlar genellikle Ravouna'daki Eleni'nin sevgilisine kavuşup kavuşamadığını merak ediyorlardı. 17 yaşında bir kız olmak tam da bunu merak etmek değilse nedir? :) Öğrencilerin içinde yazanlar, yazmakla ilgili sorusu olanlar vardı. İstedikleri her konuda konuştuk. Gülüştük. İmzalar attık. Fotoğraflar çektik. İnstagram takipleri yaptık. Falanlar filanlar... Hep güzel, çok güzel bir etkinlik oldu.

Peki Kemal Sunal'lıklarım bitti mi? 
Hayır!

Rehber Ahmet beyi arayıp programın bittiğini, gelip beni alabileceğini söyledim. Zaten çok yakında olduğunu, iki dakika içinde okulun kapısına geleceğini söyledi.

2 dakika, 3 dakika, 4 dakika, ... 10 dakika

Rehber Ahmet bey beni yanlış okula bıraktığını bilmediği için almak üzere tekrar Final Okullarına gitmiş. Yağmur mu?  Of of of... Soğuk mu? Of of of... En iyisi konum atayım dedim. Attım. Attım ama Rehber Ahmet bey yerine Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesindeki Ahmet Hocaya :)))) 

Yirmi dakika sonra buluştuk. 17:30 BKM etkinliğimize 18:00'da varabildik. Biraz ıslak, biraz donmuş, biraz da gecikmeden dolayı utanmıştım. CHP kadın kollarından Gülnur ve Ferah hanımlarla buluştuk. Bursa'da yaşayan çok sevgili arkadaşlarım, dostlarım geldiler. Çaylar, kahveler, sohbetler. Bir kaç imza :) 




Onto Yayıncılığın yazarlarından Yusuf Kocamaz'la da tanıştım :)




Gecenin finalinde yirmi senedir görüşmediğimiz halde dün ayrılmışız hissinde olduğumuz fakülte arkadaşım Kenan'la yemek yedik. Çiçek Izgara. Çılgın bir salata vardı ki anlatamam. Hem yemek hem sohbet... Ekonomiden girdik, Asburgerden çıktık. Siyasetten başladık, öğrenci evinde bitirdik. Doyamadık sohbete. O da bitti. 

😊


Of yaaaa Bursa'da her şey çok güzeldi.









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder