26 Nisan 2017 Çarşamba

"Denizle Gökyüzü aynı renkteymiş, öyle diyorlar doğru mu Zeynep abla?"








Güneşli bahçemizde, 
kuşların nasıl yuva yapmakta olduklarını 
ona kelime kelime tarif ediyor olsam da,

kedileri yanımıza çağırıp okşatsam, 
parmaklarıyla görmesine yardım etsem de,


bu soruyu hiç beklemiyordum.

Ağır geldi!



"Denizle Gökyüzü aynı renkteymiş, öyle diyorlar doğru mu Zeynep abla?"




O kadar saf, o kadar temiz ki,

neden sus pus olduğumu anlayamadı bile

"Aynı renk Suna'cım" dedim.

Korktum 



mavi'yi sorarsa diye.

Sormadı.


Fazla yazacak bir şey yok aslında.


Bu da böyle mavi bir gündü.

💙


Sevgiyle...




























20 Nisan 2017 Perşembe

tatlı minik kız, papatyadan tacın olsun senin de



Minik kızlar var siyaha mahkum

Az evvel çektim bu fotoğrafı. (20.04.2017 - 14:55)

Eyüp.

Antiparantez Eyüp %51,5 ile HAYIR dedi 😊😉





Annesi olduğunu düşündüğüm hanımın giyimine ve ufaklığın üzerindeki siyah şeye bakınca -ne isim veriyorlar bilmiyorum, pardesü? ceket? kaban?- çarşafa hazırlık döneminde olduğunu anlıyor insan. Başındaki beyaz örtüyle daha ne kadar idare eder bilinmez. Çarşafa girmesine -ki bunun da bir seremonisi var- ne kadar var acaba?

Keşke seçme şansı olsaydı. Keşke her insan gibi sahip olarak doğduğu hakları bu kadar acımasızca alınmasaydı elinden... Keşke saçlarını savurabilseydi rüzgarda, yazın güneşten renkleri açılsaydı mesela... İstediğinde örse, istediğinde at kuyruğu yapsa, papatyadan taçlar taksaydı. Özgür düşünmesine müsaade edilerek büyüseydi, kendi istediği takdirde örtseydi saçlarını. 

Pazartesi günü Büyükada'da onun büyümüş halini çağrıştıran onlarca genç kız gördüm. Başı örtülü, örtüsüz tüm arkadaşlar yan yanaydılar. Çoğunlukla öyle değil mi? 

Bazıları kiraladıkları bisikletlerde özgürce pedal çevirebiliyor, başlarını sağa sola sallayıp saçlarını uçurarak neşeleniyorlardı. Bazıları da kıyafetlerinin eteklerine düğümler atarak düşmeden bisiklete binmenin çarelerini arıyor, papatya taçlarını örtülerine iğneliyorlardı.


&

Bakkalda iki yaşlı konuşuyorlar; 

"Tabii ona evet dedim, namaz kılıyor Müslüman adam." 

Güler misin, ağlar mısın, acır mısın? 

Vakti zamanında dinlediğim bir sohbette, sohbet eden kişi bu tip yaklaşımda bulunanlara "Sakalla, namazla ölçü olmaz, Ebu Cehil de sakallıydı, Muaviye de namaz kılıyordu." demişti. "Kuran, Nutuk, Mesnevi bu üç kitabı mutlaka okuyun" diyen, Atatürk hayranı dede dostu amcamız iyi ki talebelerinin bugün Atatürk ve laiklik düşmanı insanlara olan sempatilerini ve yakınlığını görmeden göçtü. Ruhu şad olsun. 

Nereden nereye geldim.

Diyeceğim o ki, yetişkin bir insan kendi araştırmaları ve sorgulamaları sonucunda istediğini giyer de... Minicik yavruların bu haklarının ellerinden alınması çok acı.


İlk fotoğraftaki ufaklık başını sağa çevirmişti ya, hayretle ve belki de biraz özenmeyle, saçlarının iki yanını kırmızıya boyamış bir ablaya bakıyordu. Onu da çektim. 


Yanından geçerken "saçların çok güzel" dedim, 
gülerek teşekkür etti.
Tatlı bir kızdı taptatlı.


Minik kız belki tam bir radikal olarak yetişecek, belki bir çıkar yol bulacak bilemem.
Bildiğim şu ki, beynine sokulan korkutucu cezaların "aslında olmadığını" öğrendiği anda her insan saçlarını güneşe ve rüzgara teslim etmek isteyecektir. 




Ey renklerin, güzelliklerin, hayatın sahibi! 
Papatyanın, çimenin, denizin sahibi!

İyi ki sadece sana kul olma 'doğru yolunu' 
bulmamda yardımcım oldun.

Ne kadar şükretsem?
Ne kadar?

💚💖💛💖💙💖💜💖