5 Ocak 2018 Cuma









03:15

Bugünün ölçüleriyle neredeyse bacak kadar iki çocuğun 
aşk mektuplarını okuyorum.
Bir yandan da yazıyorum satır satır...

Kız 18 yaşında, oğlan 24.

27.11.1962 tarihli mektuba ancak geldim.

Gözlerim kapanmaya başladı. Kollarım koptu.

Tahmin ediyorum ki yakında nişanlanacaklar.

Neil Sedaka dinliyorum. 
Nişanlarında çaldığını biliyorum çünkü. 
Anlatılırken duymuştum.


Haklarında çok şey biliyorum aslında.

Mesela evlenecekler... Sonra ben katılıcam aralarına.

Kıza anne, oğlana baba diycem.

Onların henüz haberi bile yok. 
Özleyip duruyorlar birbirlerini... 
1962

:)

Çok zevkli, çok heyecanlı, çok aşık edici bir şeymiş 
insanın, anne babasının mektuplarıyla haşır neşir olması.

Birbirlerine aşık oldukları için ikisine de minnettarım. 
Bu harikulade bir duygu. 

Belki tarifi imkansız bir hazine ya da ne bileyim 
hücrelerimize işlemiş paha biçilmez bir miras. 

Saflıklarını, dürüstlüklerini, değerlerine sahip çıkışlarını görmek 
içimi pır pır ettiriyor.

Dibine düşeceğin ağacın nadide bir tür olduğuna, 
bir de bu türlü şahitlik etmek muazzam bir şey.

Şansımız var var bizim; 
bütün aşk çocuklarının. 

#sevgiliçiçeğim