8 Haziran 2017 Perşembe

İyi ki bu adamın kızı olarak gelmişim mavi gezegenizmize





Takvime bi baktım aaaaa ayın sekizi. 

İcat ettiğimiz zaman dilimlerini esas alınca otomatikman diyoruz ki "vay be 33 sene olmuş"

Olmuş mu acaba?

"Dün gibi" ne demek?

Bilmiyorum.

Üniversite ikinci sınıftaydım. Dördüncü yarı yılın son günleriydi. 
Her cuma ders çıkışı Ada'ya gelirdim. Eve. O hafta babam çarşamba akşamından yurdu arayıp cuma günü önemli bir dersim olup olmadığını sordu. Yoktu. Yok dedim. O da bana perşembe ders çıkışı gel dedi. Aslında alışılmadık bir istekti bu ama "neden" demedim. nedenini merak dahi etmedim. Fakat cuma sabahı babamın beni neden bir gün evvel çağırdığını anladım.

Perşembe akşamı balkonda ailece yemeğimizi yedik. Etli taze fasulye, pirinç pilavı, çoban salatası. Ramazandı. Annem ve Gülsen teyze oruçluydular. Babam ramazanda ara verdiği için sofrada rakı yoktu. Diğer zamanlarda da aşırı bir alkol kullanımı yoktu. Hiç sarhoş görmedik onu. 

Erken kalkardı babam. O sabah da erken kalktı. "İki lokma bi şey atıp hemen çıkıcam" diyerek duşunu almak üzere banyoya girdi.

Tık.

Bitti.

Bitmiş yani o kadarmış. 

Girdiği banyodan çıkamadı. Hepsi yarım saat sürdü sürmedi. Annem Ece'yi Elif'i ve beni babamı yatırdığı kendi yatak odalarına aldı. Kapıyı kapattı. 

"Babanız ...." dedi. 

Babamdan hırıltılar geliyordu. 

Hırıltılar kesildi. Annem bize sarıldı. Sessiz sessiz ağladığımızı hatırlıyorum.

Sonra koşturmacalar. Doktorlar. Gelenler. Gidenler. Ağlayanlar. Bağıranlar. Sadece annem ben ve kız kardeşlerim sessizdik. Anneme orucunu bozması için tavsiye bulunulduğunu hatırlıyorum. Onun "neden?" diye sorduğunu... Bozmadığını bir de.

&

Babam asabi bir insandı. Bir anda parlar. Bir anda sönerdi. tek bir tokadını yediğimi hatırlıyorum. Bir de Ece'nin tek tokadını. Elif yırtmış galiba. 

Babamın gözleri bize ait uzaktan kumanda gibiydi. Bakışlarıyla; yatma zamanımızı, odamıza geçmemiz gerektiğini, sesimizi alçaltmamızı ya da yükseltmemizi, çatalla bıçağı yanlış elimizde tuttuğumuzu çok net bir şekilde hatırlatırdı. Gerçekten! Bunları tek kelime söylemeden bakışlarıyla yaptırırdı bize.

Evde pijamayla dolaşmazdık. İstemezdi. Aslında evde abuk subuk kıyafetlerle dolaşmamızı istemezdi. "Avuçlarımda Hala Sıcaklığın Var İnan" annemle ikisinin şarkısıydı. Türk Sanat Müziği ve caz severdi. Bir de Engelbert Humperdinck.  

Beyni gençti babamın. Düşünceleri, hayalleri hep gençti. Babaannem izin vermediği için evden kaçarak Hava Harp Okuluna başlamıştı. Uçmak sevdasıydı. Gözü karaydı. Yapmak istediği bazı uçuş tekniklerine izin verilmeyince o hareketleri gizlice yapmış ve ikaz almıştı. Sonra izinsiz rota değiştirip nişanlısının evinin üzerinden uçmak gibi büyük bir disiplin suçu işlemişti. Böylece uçuş hayatı bitmiş, hava levazım subayı olarak ordudaki görevine devam etmişti. İyi bir aşıkmış. Annem anlatırdı. 

8.6.1984 
"Kendimi özgür hissettiğim tek yer masmavi göz yüzü" demişti.
💙



Siyaset ilgisini çekmezdi. 

Atatürk sevdasıydı. 

Bir de Kaf Kaf Kaf Sin Sin Sin Kaf Sin Kaf Sin Kaf

Her baba gibi o da bizleri çok severdi. Fakat arkadaşlarımızın babalarının yaptıklarından biraz daha farklılarını yapardı beni ve kardeşlerimi mutlu etmek için. Doğum günlerimizde sürpriz palyaço olmalar falan. Ayaklarımızı gıdıklaması. Yere sırt üstü yatıp ayaklarını karnımıza koyup bizi yükselterek uçak yapması ve ayak parmaklarıyla gıdıklayıp biz kıkırdayınca da "uçak düştüüüü" diyerek yere indirmesi. Oyunlarımızda bile uçak ve uçmak vardı. Yine de gece masalları en güzelleriydi bence. Ayaklarımızı bacaklarının arasında ısıtırdı.



Bugün 79 yaşında. Hayatlarımız nasıl olurdu acaba babamız yaşasaydı? Genç öldü. Ben artık babamdan büyüğüm. Elif de. 

Derdi ki; "Siz evlendiğiniz zaman habersiz gelip kapınızı çalıcam. Yüz ifadenizden anlarım ben sevinip sevinmediğinizi. Baktım sevindiniz girerim. Yok sevinmiş görünmeye çalışıyorsanız girmem."

Hiç birimizin evlendiğini göremedi. Ahmet, Bahadır, İbrahim ona baba diyemediler. Deniz, Hakan, Vural, Azra ve Ali dedelerini tanıyamadı. Ama Ali dedesinin şapkasıyla bir poz verdi. 😊 


Ruhu şad olsun.












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder