3 Şubat 2017 Cuma

Masumiyet Müzesi



Füsun - Kemal



Vallahi nasıl başlasam bilmiyorum ama 
galiba Füsun'un elbisesiyle başlamalıyım


💗








Dün akşam kızlarla Masumiyet Müzesine gittik böyle şaşkın olduk işte :) 
Kızlar Naz ve Deniz oluyor. Bizim masumlar. 

İkisi de işlerinden çıkıp; 
Deniz Gaziosmanpaşa'dan otobüsle, 
Naz Mecidiyeköy'den metroyla geldiler. 
Galatasaray Lisesi'nin önünde buluştuk. 
Öpüş kokuş derken Çukurcuma'ya doğru yokuş aşağı saldık kendimizi. 

İstiklal'in arkamızda kalan müzikli uğultusu, 
yerini yavaş yavaş Çukurcuma'nın sessizliğine bıraktı. 
Sapsarı sokak lambalarının loş ışıkları eski taş binaları gecenin karanlığında 
öyle esrarengiz bir hale bürüyor ki...
Hava da iyi soğuktu hani. 

Neyse konuşa konuşa ve heyecanla geldik müzenin kapısına. 
Kitap yeni bitmiş, kokusu üzerimizde. :)


Naz ve Deniz kapıda,
heyecan dorukta :)



Orhan Pamuk, 
Kemal'in  isteği üzerine(!) kitabın 537. sayfasına bir bilet koymuş. 
Müzeye kitabıyla gelenler, 
bu bileti kapıda mühürletip bir kerelik ücretsiz ziyaret yapabilsinler diye. 
Mühür ne biliyor musunuz? Füsun'un küpesi 💗

Kitap zarif, müze zarif... 

Bu arada; müze görevlisi "eskiden izin verilmiyordu ama artık flaş kullanmadan fotoğraf çekebilirsiniz." dedi.
Sevindik. :)


:)


Yanımızda iki adet Masumiyet Müzesi romanı vardı. 
İkisini de mühürlettik. 
Füsun'un o meşhur küpelerinin şeklinde kişiye özel hatıralarımız oldu.

Yoksa müze girişi gerçekten ucuz. 
Tam:15 talebe:10 lira. Ayrıca sesli rehber var. 
Ek olarak 5 lira ödeyerek kulaklıklarınızı takıyor ve Orhan Pamuğun sesi eşliğinde kâh kitaptan satırlar, kâh özgün anlatımlar eşliğinde müzeyi geziyorsunuz.



Giriş
Füsun'un içtiği 4213 sigara izmariti


Kemal aşkına dair ne varsa topluyor, topluyor, topluyor
Aslında Füsun'un içtiği sigaraların izmaritlerini toplamakla başlıyor bu hastalık/merak/alışkanlık/sevda ya da tutku 
hangi kelime ile tanımlamak istersek artık... 

Müze girişinde, 
üzerinde Füsun'un hepsini hangi tarihte, hangi ruh haliyle içtiği yazan 
4213 izmarit karşılıyor bizi. 
Sonra cihazımızın düğmelerine basıyor, 
Orhan Pamuğu dinleyerek diğer katlara çıkıyoruz... 


"Nereden sevdim o zalim kadını" çalıyor derinden, hafif hafif









Bu bir aşk romanı gibi görünse de... 
Evet. Görünse de. 
De'si var işte. 
Onu ancak okuyan anlar. 


Masumiyet Müzesi'nin kaç dile çevrildiğini hatırlamıyorum ama 
Hintçe, Çince, Arapça, İtalyanca, İspanyolca, Rusça, İngilizce, Almanca olanlarını 
ve çok daha fazlasını gördüm.



Romanda Füsun var; güzeller güzeli akıllı Füsun. 



Füsun'un içtiği kahvenin fincanı, 
O'nun yaktığı kibritlerin çöpleri




Füsun'un ikram ettiği kolonyaların şişeleri




Füsunların Çukurcuma'daki evlerinin banyo lavabosu.
Bu aynanın önünde de bir hatıra var.




Füsun Şanzelize Butik'te çalışırken tanışmışlardı, Kemal'le.
Ve bu sarı ayakkabıları giyiyordu o gün Füsun.
Oysa Kemal, alttaki çantayı nişanlısı Sibel'e almak için girmişti butiğe!!??




Füsunların radyosunun üzerinde oturan bu köpeği 
kimseye belli etmeden ceketinin cebine atmıştı Kemal. 
Sonra yerine başka bir köpecik getirmişti 
ama bir süre sonra onu da gizlice almıştı. 
Füsun'un dokunduğu her şeyi topluyordu artık.



Kemal çok zengin, 
Füsun'a delicesine aşık; uzaktan da akrabası aslında. 

Nişantaşı var bol bol; 
okurken sokaklarında geziyoruz. 

Sibel var, 
Kemal'in nişanlısı(?!); seviyoruz onu da, zarif kız. 
Fransa'da okumuş.




Sibel'le Kemal de güzel Fuaye geceleri yaşamışlardı.



Sibeller'in yalısında geçen zamanlar var.



Fuaye'ye  bizi de sık sık akşam yemeklerine götürüyorlar 
(kitabı okuyoruz diye) :))) 


56 Chevrolet var; (Kemal'in babasının)
ah dili olsa da anlatsa demiyoruz. Orhan Pamuk ona da dil oluyor. 
O da baş rollerde!


Limon var; 
kafesinde cik cik.
En kritik anlara şahit.



İkinci biblo köpek. Sonra o da cep :)) 
Çukurcuma'daki evde radyonun üzerinde otururken. 




Hep rakı var; 





bazen Kemal'in, bazen Füsun'un, bazen Sibel'in, 
bazen Zaim ya da Nesibe halanın elinde... 


Elbette Merhamet apartmanı var.



Kemal, seneler sonra Orhan Pamuk'tan, 
1974'de Füsun'a aşık olduğundan beri topladığı bu eşyalarla 
("şeyler" diyor onlara) 
bir müze kurmasını ve hikayesini yazmasını istiyor. (??!!) 


Kemal'in istekleri yerine geliyor ve Masumiyet Müzesi açılıyor.

İşte biz bile geldik geziyoruz.

Loş.

Serin.

Dalga sesleri var bazı kutuların olduğu yerde.


Buradalar sanki;

Füsun

Kemal

Döşeme tahtaları gıcırdıyor.  

Koku var. Aynı çocukluğum...



Okuyun lütfen.

Bu sadece bir aşk hikayesi değil.


Başka bir şey.





Bu kare hakkında bir şey yazamam.
Romanı okumamış olanlara saygısızlık olur.
??!!





Unutmadan,

Kemal, Orhan Pamuk'la yaptığı son görüşmede diyor ki;

"Herkes bilsin, çok mutlu bir hayat yaşadım."


💗




Çıkışta kızlarla ortak kararımız;
en kısa zamanda tekrar geliyoruz! :)


Sevgiyle...





















4 yorum:

  1. Pazar günü müzeye ikinci kez giderken eşyaların basit nesnelerin ne kadar önemli olduğunu düşünüyorsunuz.Muzeyi bu kadar duygulu bir dil kullanarak anlatan arkadaşa sonsuz tesekkuteşe

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anlatan arkadaş "rica ederim" dedi :))) Sevgiyle...

      Sil
  2. Füsun'u çok merak ettim Füsun'a ait herhangi bir fotoğraf ile karşılaştınız mı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geç mi oldu acaba :)))) Yorum kısmına bakmayı bir gün öğreneceğim inşallah. Hayır, müzede Füsun'un resmi yoktu. Bence olamaz da. Objeler de sembolik bence. Füsun bir nebze gerçek bir karakterle ilintili olsa da daha ziyade hayali bir kahraman. En azından ben böyle düşünüyorum. Sevgiler...

      Sil